Mektubat-ı Rabbani 3. Mektup
İMAM-I RABBANİ Hz. bu mektubu büyük şeyhine yazmıştır.
Arz edilmek istenen durum şudur:Burada belli bir süre için kalan ve buranın yerli yarenlerinden her biri, bir makamda tutulup kalmış. Onları bu makamdan çıkarmak ise., pek zor.. Öyle ki: Bu makama münasip yeterli gücü kendimde bulamıyorum.Allah-ü Taâlâ, üstün teveccühünüzün bereketi ile, bize terakki nasib eylesin..
Yakınlarımdan birri anlatılan makamı geçti; zatî tecellilerin basamaklarına ulaştı. Hali cidden güzel.. Adımlarını bu FAKÎR’in (FAKİR: Lâfzı ile İMAM-I RABBANÎ Hz.kendisini kasd ediyor.) izinde atmaktadır. Aynı şeyi, diğer yarenler için de dilerim.
ihvandan bazıları var ki; mukarrebin (Yüce Hakka yakın olanlar) yolu ile hiç bir münasebetleri yoktur. Bunların haline uyan, ebrar (iyi amellere devam) yoludur. Yakin babında elde ettikleri bir şey varsa., o bir ganimettir. En uygunu, kendilerine bu yolu emretmenizdir. Bu manada bir mısra şöyledir:
İşi vardır her insanın kendine mahsus..
Bu söylediğim kimselerin isimlerini tafsilâtı ile yazmaya cesaret edemiyorum. Zira onlar, size gizli değil er..Bundan daha fazlasını yazmak edep dışıdır.
Bu mektubu yazdığım gün, Mir Seyyid Şah Hüseyin kendi halinde meşgulken bir rüya görmüş. Anlattığına göre: Büyük bir kapıya varmış. Kendisine söylenmiş:— Burası hayret kapısıdır.. Sonrasını şöyle anlattı:— Kapıdan içeri baktığım zaman, gördüm ki Hazret-i Şeyh içeride.. Sen de onunla berabersin.. Kendimi içeri atmak istedim; bir türlü ayağım varmadı..